GD&T'nin TARİHSEL GELİŞİMİ
- Ümit BEYNEL
- 4 Ara 2024
- 2 dakikada okunur
Kullandığımız ürünlerin ölçülendirme gereksinimi M.Ö. 6000 yılına kadar dayanmaktadır. O tarihte Nil'de kol dirseğinden orta parmak ucuna kadar mesafe "Royal Cubit" olarak tanımlanmıştır. Royal Cubit 45-48 cm arasında değişen mesafe olup, Mısır'daki piramitlerin yapımında "100 Royal Cubit" değeri kullanılmıştır. Piramitlere tolerans boyutundan bakıldığında kullanılan her bir taş bloğunda 30 cm'ye yakın farklılıklar olaağı anlamını da taşımaktadır. Standartların gelişmesi Royal Cubit'i 524±2 mm'ye eşitlenen bir ölçü haline getirmiştir.
Tarihsel gelişim içinde ölçüm, toplum içinde kullanımını sürdürmesine karşın ölçülerde tolerans uygulamaı görülmemektedir. Bununla beraber teknik resim olarak tanımlayabileceğimiz tasarım çalışmalarında da ölçü ve tolerans kavramına rastlanılmamaktadır. Bunun en belirgin örneklerini Leanardo Da Vinci'nin tasarım çalışmalarını yaptığı teknik resimlerde görebiliriz.
Leanardo Da Vinci'nin teknik resimlerde ölçü ve tolerans göstermemesi şunlardan kaynaklanıyor olabilir.
Teknoloji tanımının temellerinin atıldığı dönemlerde yapılan her teknik resim yeni bir icat (taslak tasarım) olablilir.
Ürünün gerçek ölçüsel boyutları tecrube, gözlem ve deneme yanılma ile yapılan imalat sonucu ortaya çıkmıştır.
O dönemde seri üretim ihtiyacının olmaması teknik resmin tanımını gereksiz kılmıştır.

Zaman içindeki değişimlerle artan tüketim seri üretim düşüncesini oluşturmuştur. Seri üretim, ürünü oluşturan parçaların montaj edileceği yerden bağımsız üretilmesi ve montaj edilmesi olarak özetlenebilir. Seri üretimde aynı parça farklı zamanlarda, farklı kişilerle, farklı tezgahlarda üretilebilir olması parçanın tanımlama ihtiyacını ölçülendirilmiş teknik resim olarak ortaya çıkartmıştır.
1900'lü yılların başından itibaren, seri üretimle birlikte ürünlerdeki parçaların değiştirilebilir olma gereksinimi artmıştır. Özellikle savunma sanayi ürünlerinde parçaların değiştirilebilme özelliğinin yerine getirilebilmesi en önemli şartlardan birisi sayılmıştır. Değiştirilebilirlik özelliği imalat tolerans kavramının da başlangıç noktası olmuştur. Değiştirilebilirlik zaman içinde iki farklı tolerans metoduyla gelişme göstermiştir. Bunlar "ölçülemeyen hassaslık" ve "ölçülebilen sapma miktarı" dır.
Ölçülendirme ve tolerans tanımlarının gelişimiyle birlikte ürünün tanımlama kurallarının oluşturulması gerekliliği ilk örneğini 1911 yılında ilk basımı yapılan Charles J. Vierck ve Thomas E. French'in Mühendislik Çizim El Kitabı'nda görülmektedir. Tolerans tanımından ilk defa 1929 yılındaki 4. baskısında yalnızca bir paragraf olarak bahsedilmesi bu yıllara kadar imalat toleranslarında mastar aparat kavramının ne kadar etkin olduğunu göstermektedir. 1966'da basılan French ve Vierck'in Mühendislik Çizim Kitabı'nın 10. baskısında Amerikan Standartlar Birliğine (ASA) göre verilen en çok malzeme koşulu, paralellik, ve artı/eksi (±) gösterimleri belirtilmiştir. Toleransların yazısal değil semboller kullanılarak gösterilmesi de bu yıllarda başlamıştır.
Charles J. Vierck ve Thomas E. French'in çalışmalarına paralel olarak 1930 yılında Stanley Parker'in Kraliyet Torpido Fabrikası'nda gerçekleştirdiği konum tolerans teorisi, 1949 ve 1953'de Amerikan Askeri Standartları ve başkaca çalışmalar ile günümüze ASME ve ISO GD&T Standartları olarak gelmiştir. GD&T'nin gelişimi günümüzde de devam etmekte ve son gelen revizyonlar ile günümüz şartlarına göre güncellenmektedir.



Yorumlar